Öğretmenler Günü Kutlama Programı çerçevesinde önce 23.11.2016 Çarşamba günü, İmam Hatip Lisesi Tatbikat Camii’nde ahirete irtihal etmiş ve şehit olmuş tüm öğretmenler için Kuran-ı Kerim ve Mevlid-i Şerif okundu. Dualar edildi.

24 Kasım 2016 Perşembe günü, saat 14.00’te Cumhuriyet Meydanı’nda Ertuğrulgazi Anadolu Lisesi ve Hayme Ana Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Halk Oyunları Ekiplerinin gösterilerini sunmalarından sonra Atatürk Anıtı’na çelenk sunuldu. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Çelenk Sunma Töreni sona erdi. Ardından saat 15.00’te Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi’ndeki Kutlama Töreni’ne geçildi.

Ertuğrulgazi Anadolu Lisesi tarafından düzenlene program, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Programa Vali Süleyman Elban, Belediye Başkanı Selim Yağcı, Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Taş, İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş, kamu kurumlarının müdürleri ve ilimizde görev yapan çok sayıda öğretmen katıldı.

Programda ilk olarak İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş bir konuşma gerçekleştirdi. Öğretmenliğin, bedeli hiçbir maddi karşılıkla ölçülemeyecek kadar saygın, sevgi ve fedakârlık gerektiren, sınırları okul ve sınıf duvarlarıyla çizilemeyecek, zil ile başlayıp bitmeyecek kadar ağır bir sorumluluk gerektiren kutsal bir görev olduğunu kaydetti.

Durmuş konuşmasında şunları aktardı: “Atatürk’ün Millet Mekteplerine Başöğretmenliğinin kabulü, 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. Bizler de bu kutsal vazifeyi yerine getirmekten ve bu mesleğin üyesi olmaktan mutluluk duyuyoruz. Tüm öğretmenlerimin Öğretmen Günü’nü kutluyorum.

Öğretmenlik mesleğine yeni başlayan öğretmenlerimize meslek hayatları boyunca başarı diliyor, bu zamana kadar bu mesleği icra edebilmek için var gücüyle gece gündüz emek sarf edip emekli olmuş öğretmenlerimize de bundan sonraki yaşamlarında mutluluklar diliyorum.

Çok özel ve çok güzel bir mesleğin sahibi olarak bedeli hiçbir şekilde karşılanmayacak, özel bir gayret ve fedakârlık gerektiren bir mesleğe sahibiz. Sınırları sadece sınıflardan ve bahçe duvarlarında ibaret olmayan, zil ile başlayıp zil ile bitmeyecek kadar ağır bir sorumluluk taşıyan öğretmenlerimiz, üzerlerinde büyük bir sorumluluğu taşıyorlar. Hayat merdivenlerini ilk defa adım adım çıkan öğrencilerimiz, okula ilk başladıklarında bizim ellerimizin sıcaklığını hissediyorlar. Hayatlarını şekillendirmek adına onlara doğruyu, güzeli anlatabilmek için iki dudağımızın arasından çıkacak sözleri bekleyen minicik öğrencilerimiz var. Biz öğretmenler, okulumuzdan daha ilk içeri girişlerinde onları sıcacık evimizde karşılayıp minik ellerinden tutup onlara şu mesajı veriyoruz: Yavrucuğum korkma, her zaman yanında olan seni bu hayata hazırlayacak olan öğretmenin var yanında.

Öğrencilerimizin her biri işlenmek üzere karşımıza geliyor. Öğretmenlerimiz dantel dantel öğrencilerimizi işleyerek o öğrencilerin içerisinde saklı olan güzel insanları ortaya çıkarıyorlar. Toplum içerisinde her ne kadar huzursuzluklar olsa da kurulu düzeni bozacak kalkışmalar olsa da öğretmen camiası olarak şunu biliyoruz: Meslektaşlarımız bu süreçler içerisinde hiçbir zaman bahçe duvarlarını yükselterek kendilerini koruma altına almayı tercih etmediler. Bahçe duvarlarını kaldırarak, öğrencilerimize ve velililerimize ulaşarak gece gündüz demeden gayret ve özveri ile çalışmaktalar.

Ünlü heykeltıraş Rodin’e sormuşlar “Böylesine güzel heykelleri nasıl yaratıyorsunuz” diye. Ustanın yanıtı “ Çok kolay, her kaya parçasında bir heykel gizlidir, ben fazlalıklarını atıp o heykeli ortaya çıkarıyorum.” olmuş.

 Öğretmen de Rodin gibi insanda gizli olan güzellikleri ortaya çıkaran, çirkinlikleri yok eden ve eserini böylece oluşturandır. Öğretmen ışığın kuyumcusu, uygarlık peteğinin yorulmaz işçi arısıdır.”

Valimiz Süleyman Elban ise yaptığı konuşmada, millet olarak yüreklerde öğretmenlik mesleğinin ve algısının diğer milletlerden ve ülkelerden farklı olduğunu belirterek, Türk milletinin dışında hiçbir milletin öğretmeni annesi, babası yerine koyup, sevgi göstermediğini kaydetti. Ayrıca, hiçbir milletin Türk milleti gibi öğretmenlerin öğrencilerini kendi evlatları, çocukları gibi de görmediğini ifade eden Vali Elban, şöyle konuştu:

“Normal şartlarda iki sınıf insan vardır, birilerinin bir yere gelmesini kıskanmaz. Birisi anne, baba. Yani çocuklarının kendisinden daha ileri gitmesini daha iyi yerlere gelmesini asla kıskanmaz. Bir diğeri de öğretmenlerdir. Öğretmenler de kendi yetiştirdiği öğrencilerinin evlatlarının kendilerinden daha iyi yere gelmesini asla kıskanmazlar, gurur duyarlar. Bu bizim millete özgü. Bizdeki öğretmenlik kavramı ve algısı böyledir. Öğretmenler günü nedeniyle iki öğretmenimi aradım. Birisi ilkokul birisi de lise öğretmenim, çok duygulandılar, onlarda çok mutlu oldu. Yani öğretmenle olan ilişki, anne, baba ve evlat ilişkisi bizim millete has. O yüzden öğretmenlerimize inanılmaz derecede sorumluluk yüklüyor. Çünkü öğrenci, anne babasının yerine hatta daha ileri yere koyuyor çoğu zaman öğretmeni. Birçok şeyi ilk kez onda görüyor, onu kendisine örnek alıyor, davranışlarından etkileniyor. O yüzden de muhtemelen bir öğretmen herhalde sınıfa girerken çok heyecanlanıyordur. Herkes herkesi eleştirir, öğretmenleri de görevini hakkıyla yapmadığı konusunda eleştirirler. Ama hakikaten memlekete faydalı evlatlar yetiştirdiklerini 15 Temmuz gecesi gördük. Öğretmenler Gününüz kutlu olsun.”

 

Daha sonra öğrenciler tarafından hazırlanan ”Ben Öğretmen Olmak İstiyorum” oratoryosu sunuldu. Emekli öğretmenler adına İsmail Işık bir konuşma yaptı ve emekli öğretmenlere hizmet şeref belgeleri verildi. Göreve yeni başlayan öğretmenler adına Gülşen Satılmış konuşma yaptı. Adaylığı sona eren öğretmenlerin yemin töreninden sonra öğretmen korosu, şarkılar seslendirdi. Düzenlenen resim, şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye giren öğretmenlere ödüllerinin verilmesi ve birinci olan kompozisyon ile şiirin okunmasından sonra program sona erdi.