Her toplum, varlığının kimi dönemlerinde tarihini sosyal, kültürel ve ekonomik yönlerden etkileyen ve tarihine yön veren bir takım hadiselerle karşılaşır. Krizler, savaşlar, kıtlıklar, göçler, kalkışmalar... Bu günleri iyi ve doğru anlamak, gereken dersleri çıkarmak geleceğe daha emin adımlarla yürümemizi sağlar.  Necip Türk Milleti, milli birlik ve beraberlik duygusuyla bu zorluklardan başarıyla geçmiştir. Bu dönüm noktalarından biri olan 15 Temmuz 2016 tarihinde, hain çete milletimizin imkanlarıyla elde edilen silahları milletimize çevirmekten geri kalmamıştır. Aziz milletimiz buna karşın Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'ın liderliğinde her yaştan ferdiyle, temiz duygularla meydanlarını, sokaklarını boş bırakmayarak topyekün ülkesine ve demokrasisine sahip çıkmıştır.

   Türk Milleti, Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün "Özgürlük benim karakterimdir." sözünde de ifade ettiği gibi tüm dünyaya özgürlük sevdasını bir kez daha göstermiştir. Bugün dördüncü yıldönümünü yaşadığımız bu zafer vesilesiyle bir kez daha belirtmek isterim ki şanlı geçmişimizden devralınan 15 Temmuz direniş ve diriliş ruhu, mukaddes bir emanet olarak korunmaya ve geleceğimizin inşasına rehberlik etmeye devam edecek; ülkemizin FETÖ ve benzeri her türlü terör odağına yönelik haklı mücadelesi büyük bir azim ve kararlılıkla sürdürülecektir. Böyle menfur olayların bir daha yaşanmaması için eğitim camiamız olarak daha büyük bir gayretle aklı, vicdanı ve irfanı hür nesiller yetiştirmeye devam edeceğiz.

   "15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü" adıyla tarihe geçen bu büyük zaferde canını ortaya koyan tüm şehitlerimizi rahmet, şükran ve minnetle anıyor; gazilerimize hayırlı, sağlıklı, uzun ömürler diliyorum. Allah bize bir daha 15 Temmuz gibi bir ihanet yaşatmasın.