Page 29 - 81 Çalıkuşu Bilecik 2. Sayı
P. 29

KENDİNİ BİLMEK



                                                      İlhami ATAK
                                          Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni









































        Minibüsün  camından  dışarı  bakıyorum.  Dış  cephesi  boyanmamış  bir  apartmanın  önünden
        geçerken kırmızı sprey boyayla yazılmış bir yazı gözüme ilişiyor: “Özentiyim, o halde yokum.”
        Beynimde  bir  şimşek  çakıyor,  bir  fırtına  kopuyor.  Mutad  bir  günde  sıradan  bir  apartman
        duvarındaki yazı ilk defa varlığımdan şüphe etmeme neden oluyor. Bir feylesofun sayfalar
        dolusu  beyanına  inat  tek  satırda  bir  düzine  kitaptan  daha  çok  etki  bırakan  kimliği  belirsiz
        yazara  özeniyorum.  Özeniyorum  ve  anlıyorum  ki  varlığım  bir  sofestainin  varlığından  farklı
        değil.

           Kendimizi tanımaya ve anlama-    şuna böyle iftira atmış… ve daha  çektir. İnsan aradığı saadeti, sevgi-
        ya muhtaç olduğumuz şu günlerde  yüzlercesi.”  cinsinden dedikodular  yi, hoşgörüyü ve hepsinden önem-

        etrafımdaki insanların çoğunun da  kendimizi, ruhumuzu ve varlığımı-    lisi marifetullahı kendi iç dünyasına
        bu  hazin  vakanın  içinde  debelen-  zı unutturuyor bize. Oysa sekiz yüz  yönelerek aramalı. Ta ki kaybettiği
        diğini  görüyorum.  Gayrıların  na-  yıl öncesinden tiz bir sesle nağme-  bir hazineyi yine viraneye dönmüş
        zarları  ve  düşüncelerinin  esareti  lendiriyor  Koca Yunus:           gönül sarayında bulup ortaya çıka-

        altındaki  benliğimizi  tanımak  ve    “Beni bende demen bende de-      rabilsin. Ve gaye-yi hayatı olduğu
        anlamak için sükunete belki de kırk   ğilem/Bir ben vardır bende benden   üzere  kendi  mükemmelliğinden
        yıllık  bir  itikafa  ihtiyacımız  var.  İş   içeri.”  Yunus’un  ve  marifetullahı   yola  çıkarak  mükemmel  bir  Hâlık
        arkadaşlarımızın, akrabalarımızın,   arayan  mutasavvıfların  yöneldiği   ve Sâni’ini bulabilsin. Kendi acz ve

        eşimizin,  dostumuzun  ve  en  ya-  dünyanın, insanoğlunun içinde yer   fakrını  anlayarak  kendi  yaratıcısı-
        kın akrabamız olan televole prog-   alan ve keşfedilmemiş koca bir sırlı   nın sonsuz bir kudretin sahibi olan
        ramlarının  kulağımıza  fısıldadığı   dünya olduğu su götürmez bir ger-  Kadir-i Mutlak ve hiçbir şeye muh-
        “Falanca filancaya şunu demiş, şu                                       taç  olmayan  ve  her  şeyin  O’nun


                                                           26                                                                                                                     27
   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34